LİTERATÜR: Makro Seviyedeki Çalışmalar

Başta Avrupa Birliği, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler’in farklı kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere desteklenen Decade of Roma Inclusion (2005-2015) olarak bilinen girişim, özellikle Orta ve Doğu Avrupa’da Romanlara yönelik ayrımcılıkla mücadele ve yoksulluğun azaltılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmaktadır. Roman nüfusun ağırlıklı olarak yaşadığı Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin Avrupa Birliği’ne üyelik süreçlerinde Romanların durumu özellikle göz önüne alınmıştır. Avrupa Konseyi tarafından yayınlanan “Avrupa’daki Romanların ve Gezginlerin İnsan Hakları” (Human Rights of Roma and Travellers in Europe) isimli raporda eğitim, barınma, istihdam, sağlık, sosyal güvenlik hususlarına ilişkin Romanların durumları ortaya konulmakta; diğer taraftan da Romanların II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde karşılaştıkları ayrımcı uygulamalara dikkat çekilmektedir. Bu raporda, Avrupa Birliği’ne tam üye olacak ülkelerde Romanların genel durumları açık olarak dile getirilerek, kültürel çeşitliliğe katkıda bulunmuş olan Romanların yaşadıkları ülkelerde durumlarının düzeltilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Türkiye, adı 2020 yılında Roma Integration olarak değiştirilen bu girişimin içinde yer almamaktadır. Avrupa Birliği’nin 2004 yılından itibaren özellikle Orta ve Doğu Avrupa’ya doğru genişlemesiyle birlikte, Avrupa ülkelerinde Roman nüfus yoğunluğu artmış ve Romanlar Avrupa Birliği’nde en büyük etnik grup haline gelmiştir. Bu durum, Romanları Avrupa Birliği’nde özel bir gündem maddesi haline getirmiştir. Bu gelişmeler sonucunda, 16 Eylül 2008 tarihinde Brüksel’de devlet başkanları düzeyinde Avrupa Roman Zirvesi gerçekleştirilmiştir. Zirvenin ardından, Aralık 2008’de Romanların katılımı ile ilgili iyi uygulama ve deneyimlerin paylaşımına yönelik bir platform kurulması kararlaştırılmış ve 24 Nisan 2009 tarihinde “Roman Katılımı için Avrupa Birliği Platformu” oluşturularak ilk toplantısını Prag’da gerçekleştirmiştir.

Türkiye, Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde olan bir ülke olarak Avrupa’daki bu gelişmelerin dışında kalamamıştır. Diler (2008) ve Kaya (2009) çalışmalarında, Türkiye’de Romanların yaşam koşullarının iyileştirilmesine ilişkin ilk adımların, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne resmi olarak aday statüsünü kazanmasının ardından atılmaya başlandığı belirtilmektedir. Başlangıçta, çok görünür olmayan bu adımların, 2009 yılında İstanbul’da 36 ilden gelen 120 Roman temsilcinin katılımıyla düzenlenen Roman Çalıştayı ile daha somut hale geldiği görülmektedir. Bu çalıştay, hem Romanlar hem de kamu kurumları için bir ilk olma niteliği taşımaktadır. Romanlar ilk kez hükümet tarafından muhatap alınmış; devlet de ilk kez Romanları resmi olarak muhatap almıştır. Bu çalıştay, Romanların gündeme getirdikleri sorun, talep ve hassasiyetler, her türlü dışlanma ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, sosyo-ekonomik sorunların giderilmesi, hukuki mevzuatın iyileştirilerek eşit vatandaşlık ilkesinin pekiştirilmesi, çocukların eğitim ve öğretimle geleceğe hazırlanması üst başlıkları çerçevesinde şekillenmiştir. Bu çalıştayı izleyen yıllarda, Türkiye’de Romanlar tarafından sivil toplum kuruluşu niteliğinde olan birçok dernek kurularak Romanların örgütlenme sorunları büyük ölçüde aşılmıştır. Bu çalıştayda, ayrıca Türkiye’deki Romanlar hakkında daha fazla bilgi edinebilmek; bu gruba yönelik stratejilerin veriye dayalı olarak yapılmasını sağlamak amacıyla araştırmalar yapılması da önerilmiştir (Roman Çalıştayı Raporu, 2009).

Romanlar hakkında araştırmalar yapılarak veri temelli politikalar geliştirilmesine yönelik ilk adım, 2015 yılında başlanan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından, Avrupa Birliği’nin mali desteği ile ortaklaşa olarak yürütülen “Romanların Yoğun Olarak Yaşadığı Bölgelerde Sosyal İçermenin Desteklenmesi Projesi” (SIROMA) olmuştur. Bu proje kapsamında, pilot olarak seçilen 12 ilde (Adana, Ankara, Balıkesir, Edirne, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Manisa, Mersin ve Tekirdağ) yaşayan Romanların sosyal güvenlik kapsamı dâhil olmak üzere, istihdam piyasalarına girişlerini kolaylaştırarak Romanların yoğun olarak yaşadığı alanlarda sosyal içermenin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Proje kapsamında, yoksulluk içinde yaşayan ya da yoksulluk riski ile karşı karşıya olan dezavantajlı yerleşik ya da göçer kişiler hedef gruplar olarak tanımlanmıştır. Proje kapsamında öngörülen hedefler ve bu hedefleri gerçekleştirmeye yönelik en önemli faaliyetler olarak Romanlara hizmet sunan kamu kurumlarının ve hizmet veren tarafların eğitim, sağlık, istihdam, sosyal koruma ve sosyal yardımlar alanında daha iyi hizmet sunmak üzere kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi, kamu kurumları, STK’lar, paydaşlar ve Romanlar arasındaki iletişim ve diyaloğun ayrımcılıkla mücadele amacıyla güçlendirilmesi, eğitim hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve çocukların akademik başarılarının iyileştirilmesinin sağlanması, sağlık hizmetlerine erişimin ve sağlık hizmetlerine talebin artırılması, mesleki niteliklerin artırılması yoluyla istihdam hizmetlerine erişimin ve işgücüne katılımın kolaylaştırılması benimsenmiştir (Avrupa Birliği, 2022).

SIROMA projesi kapsamında her bakanlık, kendi sorumluluk alanına giren konularda sosyal içermenin sağlanması için birçok alt proje gerçekleştirmiştir. Bu alt-projelerden birisi de, Sağlık Bakanlığı tarafından Romanların yoğun olarak yaşadığı beş ilde (Diyarbakır, Artvin, Gaziantep, Hatay ve İzmir) yürütülen saha çalışmasıdır. Bu saha çalışmasında, temsili olmayan bir örneklem üzerinden görüşülen kişilerin temel özellikleri yanında, çocuk sayısı ve ilk evlilik yaşı gibi demografik bilgiler de toplanmıştır. Ancak, bu saha çalışmasından gelen veriler hem temsili olmaması hem de örneklem büyüklüğünün çok küçük olması nedeniyle veriye dayalı planlama süreçlerinde kullanılamamıştır.

SIROMA projesi çalışmalarıyla eş zamanlı olarak 2016-2021 dönemini içeren “Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi” hazırlanarak Romanlar için yapılacak sosyal içerme faaliyetlerinin somut ve kurumsal adımları planlanmıştır. Kısaca Roman Strateji Belgesi olarak isimlendirilen bu dokümanda eğitim, istihdam, barınma, sağlık ve sosyal hizmet ve sosyal yardımlar temel politika alanları olarak belirlenmiş ve her bir politika alanına ilişkin strateji ve hedefler ile izleme değerlendirme faaliyetleri belirlenmiştir. Bu izleme ve değerlendirme faaliyetlerinden ikincisi, “Roman vatandaşların sosyo-ekonomik ve kültürel durumlarının belirlenmesine yönelik araştırmalar yapılacaktır” biçiminde belirlenmiştir. Bu faaliyetleri hayata geçirecek ilgili kurum ve kuruluşlar olarak da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TÜİK, TÜBİTAK ile Üniversiteler ve STK’lar listelenmiştir (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016). Bu politika alanlarının ve onların altında belirlenen strateji ve hedeflerden ve eylem planında yer alan izleme ve değerlendirme faaliyetlerinden birçoğunun 2009 yılında gerçekleştirilen Roman Çalıştayı Sonuç Raporu’nda yer alan politika öncelikleriyle büyük ölçüde örtüştüğü görülmektedir.

Daha sonraki dönemde ise, Roman Strateji Belgesi’nde taahhüt edilen faaliyetlerin ne ölçüde gerçekleştirildiğini denetleyen bir mekanizma öngören “Ulusal Roman Stratejisi İçin Güçlü Bir İzleme, Değerlendirme ve Koordinasyon Mekanizmasının Kurulması Projesi” 24 aylık bir proje olarak tasarlanmış ve Temmuz 2020’de uygulamaya geçmiştir. Bu projede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı nihai faydalanıcı; Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, yerel idareler ve ilgili STK’lar ise diğer faydalanıcı kurum ve kuruluşlar olarak belirlenmiştir. Bu projenin amacı, Ulusal Roman Strateji Belgesi’nin uygulanmasını desteklemek, verimli bir şekilde izlenmesini ve değerlendirilmesini temin etmek, ilgili kurumlar arasında iletişimi tesis etmek olarak belirlenmiştir. Projenin beklenen çıktıları ise, şu şekilde listelenmiştir: Sosyal içerme alanında farkındalık yaratılması, izleme komitesinin kurulması, izleme ve değerlendirme başlıklarında eğitimler verilmesi, STK’lar için çalışma esaslarının belirlenmesi ve Romanlar konusundaki AB finansman imkanları konusunda eğitimler verilmesi (Dışişleri Bakanlığı, 2022). Ancak, bu projenin yürütülen, yürütülmekte olan ya da yürütülecek faaliyetlerine ilişkin olarak nihai ve diğer faydalanıcı kurum ve kuruluşlar tarafından bugüne kadar açıklanan bir bulgu ya da sonuç bulunmamaktadır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (2023a) tarafından 2023-2030 yılları için hazırlanan “Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi”nin2023-2025 dönemi için hazırlanan I. Aşama Eylem Planı’nda ise, ilk strateji belgesinde olduğu gibi, eğitim, istihdam, barınma, sağlık ve sosyal hizmet ve sosyal yardım alanlarında stratejik amaç ve hedefler belirlenerek bunlar göstergelere dönüştürülmüş ve sorumlu kuruluşlar belirlenmiştir.